İçerik
Takip ettiğiniz bir fenomen, size “A” coin’ini öneriyor. Arkadaşınız ise bu coin ile ilgili dikkatli olmanız gerektiğini, aynı kişinin daha önce önerdiği coin’lerin birçok yatırımcının tüm parasını kaybetmesine neden olduğunu vurguluyor. Siz de biliyorsunuz ki yatırım yapmanın her zaman riskleri vardır ve bu riskleri fark edebilecek bilgi ve deneyime sahipsiniz. Eğer bir düşüş yaşanırsa, elinizdeki coin’leri satıp çıkabileceğinizi belirtiyorsunuz. Ayrıca projenin yapay zekâ alanında öne çıkan projelerden biri olabileceğine dair okumalar yaptığınızı (bu okumaların kaynağının takip ettiğiniz fenomen olduğunu) ve ileride 50 kat değer kazanma potansiyeli taşıdığını savunuyorsunuz.
Bir gün uyandığınızda, aldığınız coin’in yüzde 40 değer kaybettiğini görüyorsunuz. Projeyi size öneren fenomenin geliştirici ekibin coin sattığını, projenin beklentilerinin aksine içinin boş olduğunu ve bu durumu fırsat bilerek satmanız gerektiğini söylüyorlar. Bunun yerine “B” coin’ine geçiş yaparak zararlarınızı telafi edebileceğinizi öneriyorlar. Siz de projeyi geliştiren ekip sattıysa, burada bir dolandırıcılık olabileceğinden şüphelenip diğer coin’i alıyorsunuz; ancak aynı durum bu coin’de de yaşanmaya devam ediyor. Peki, insanlar neden fenomenlerin daha önce önerdiği coin’lerin defalarca sıfıra yaklaşmasına rağmen onları dinlemeye devam ediyorlar? Rasyonel olan davranış, en azından takip ettikleri fenomenleri değiştirmekken, yine de aynı kişilerin onları dolandırmasına rağmen takip etmeye ve fikirlerini savunmaya devam ediyorlar.
İnsanlar, inanç, düşünce ve davranışları arasında sürekli bir tutarlılık arama ihtiyacına sahiptir. Eğer çelişen iki unsur varsa, kişiler birini savunurken diğerini reddetmek zorundadır. Aksi takdirde, çelişen düşünceler, inançlar veya davranışlar kişide rahatsızlık hissine ve gerginliğe yol açar. Var olan olumsuz duyguları engellemek için zihinsel bir çaba harcar, düşünce ve davranışlarımız arasında tutarlılık aramaya ya da yaratmaya çalışırız. Örneğin, sigaranın zararlı olduğunu söyleyen bir kişinin sigara içmesi, bu bilişsel çelişkiyi engelleme çabasına bir örnektir.
Leon Festinger tarafından ortaya atılan bilişsel çelişki teorisine göre insanlar, var olan bilişsel uyumsuzluktan kurtulmak adına çeşitli stratejilere başvururlar:
Festinger, Riecken ve Schachter (1956) tarafından gerçekleştirilen bir alan çalışması, ilgili duruma örnek teşkil etmektedir. Marion Keech adında bir kâhin olduğunu iddia eden bir kişi, Clarion ve Cerus adlı gezegenlerden duyumlar aldığını ve 21 Aralık 1954 günü Lake City’de başlayacak olan bir tufanın bütün Amerika kıtasını yutacağını öne sürmüştür. Kısa süre içerisinde insanlar, Mrs. Keech’e inanmaya başlamış ve bu durum, Seekers adlı bir tarikatın doğmasına yol açmıştır. Festinger ve arkadaşları da gözlem yapmak üzere, sanki onlara inanıyormuş gibi yaparak tarikatın içerisine sızmışlardır.
Mrs. Keech, tarikat üyelerine onunla kalmaya ve ona inanmaya devam ederlerse kendilerini uzayın derinliklerine götürecek bir uzay aracı geleceğini söylemiş ve insanlar da bu söylemlere inanmışlardır. Gelen vahiylerle birlikte birçok kişi işlerinden ayrılmış, tarikat üyeliğiyle ilgili ilişkilerini sonlandırmış, sahip oldukları birçok şeyi satmış ve tarikata bağış yapmıştır. 21 Aralık geldiğinde, tahmin edebileceğiniz gibi kıyamet kopmamıştır. Normal şartlar altında kehanetin gerçekleşmemesinin ardından insanların Mrs. Keech’e tepki göstereceği, belki de ona linç girişiminde bulunacağı beklenirken, tarikat üyelerinin çoğu beklenenin aksine inançlarını kaybetmemiş, dualarının ve bir arada kalmalarının sonucunda kıyameti engellediklerine inanmaya başlamışlardır. Tarikata olan inancı daha zayıf olan kişilerse, onları takip etmeyi bırakmış ve kandırıldıklarını ifade etmişlerdir.
Bu deneyi okuduğunuzda, Türkiye’deki kripto topluluğundan benzer örnekler aklınıza gelebilir. İnsanlar, kripto fenomenlerinin söylediklerini sanki ilahi bir buyrukmuşçasına dinlemektedir. Yaptıkları yatırım miktarı (para, zaman, propaganda) arttıkça, fenomenler tarafından verilen bilgileri sahiplenme oranları da artmaktadır. Örneğin, birçok fenomen, insanların onları takip etmeye devam etmesi adına çeşitli stratejilere başvururlar. “A” coin’in 30 Kasım’da gelecek haberle 3 kat değerleneceğini söyler. Eğer 30 Kasım’da beklenen olay gerçekleşmezse, proje ekibinin haberi piyasalar uygun zamanda olmadığından ertelediği yalanını öne sürerler. Zaten iki ay beklemiş ve parasının çoğunu yatırmış kişiler, fenomenin attığı bu yalanı sahiplenmeye daha yatkın hale gelirler. Çünkü iki ay boyunca hem zaman kaybetmiş hem de zarar etmiştir. Aptal yerine konduğunu düşünmektense, kendisini haberin ertelendiği fikrinin doğru olduğuna inandırmak isterler. Üstelik, arkadaşlarının veya başkalarının uyarıları karşısında birçok kişi, savunmaya geçme eğilimindedir. Bu noktada haksız olduklarını kabullenmek, onların rahatsızlık hissetmesine ve psikolojik strese yol açabilir. Bu nedenle kişiler, belirli stratejilere başvururlar. Haksız olduklarını kabul etmek yerine, fenomenin söylemlerini meşrulaştırmaya, o fikri savunan diğer kişilerle kendi düşündüklerini doğrulamaya çalışabilirler. Coin alma kararını bireysel araştırmaları sonucunda verdiklerini söyleyebilirler. Yaptıkları hatanın değerli olduğu yönünde (hatalarımdan ders aldım ve bir daha yapmayacağım) kendilerini kandırabilirler.
Sahip olduğumuz inançlar boşa çıktığında, kandırıldığımızda ya da zamanı geri alamayacağımızda (fenomeni dinledikten sonra iki ay zararda beklemek) bilişsel çelişkiye yakalanabiliriz. Peki, bu bilişsel çelişkilerden nasıl kaçınabiliriz? Öncelikle, daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, kendinizi finansal okuryazarlık anlamında geliştirmek zorundasınız. Bir konuda fikriniz olmadığında, kandırılma ihtimaliniz de artmaktadır. Bir coin’in gerçekten 50 kat değer kazanabilmesi için gerekli koşulları (trendler, likidite, vesting süreçleri vb.) öğrendiğinizde, bunun o kadar kolay bir şey olmadığını anlayacak ve daha az risk alabileceksiniz. Dışarıdan aldığınız her bilgiye şüpheyle yaklaşmalı ve araştırmalısınız. X (eski adıyla Twitter) gibi sosyal medya araçlarında birçok bilgi dolaşmakta; fakat bunlardan hangilerinin doğru olabileceğini araştırmak sizlere kalıyor. Eğer bir alım fikrinden yeterince emin değilseniz ve bu durum sizde rahatsızlık hissi yaratıyorsa, onu almamak en doğru yol gibi gözükmektedir. Sahip olduğunuz fikirleri arkadaşlarınızla ya da bu alandaki bilgisi güvenilir olduğu düşünülen diğerleriyle (kripto para reklamı yapmayan ve insanları eğitmeyi amaçlayan) objektif bir şekilde kıyaslamaya çalışabilirsiniz. Sizi rahatsız hissettiren, psikolojik strese sokan bir durum varsa, kandırılıp kandırılmadığınızı test etmek amacıyla bu durumu yakınlarınızla veya konuyla ilgili bilgisi olmayan birisiyle paylaşabilirsiniz. Kandırılmak ve aptal yerine konulduğunu düşünmek rahatsız edici olabilir; ancak zararın neresinden dönerseniz kârdır.
Solana blokzincirinde öne çıkan memecoin'lerin yükselişlerini keşfedin. Bu yazıda, popüler projelerin arka planını, yatırım fırsatlarını…
Upbit'in KYC ihlalleri nedeniyle yaşanan süreçleri ve lisans yenileme aşamalarını keşfedin. Bu inceleme, borsa güvenliği…
Cumhuriyetçi Senatör Cynthia Lummis, 1 milyon Bitcoin rezervi önerisiyle kripto para dünyasında dikkatleri üzerine çekti.…
Cardano'nun güncel durumu ve kripto para piyasasındaki son gelişmeleri keşfedin. Yenilikçi teknolojileri, pazar trendlerini ve…
Neiro (NEIRO) kripto para biriminin yükseliş potansiyelini keşfedin. Piyasa analizleri, yatırım fırsatları ve gelecekteki trendler…
Tether, Hadron ile varlık tokenizasyonunu yeniden tanımlıyor. Yeni çözümlerle finansal dünyaya entegre olan bu yenilikler,…