SAB 121 ve Trump’ın Kripto Politikası: Etkileri ve Tartışmalar

SAB 121 Nedir?

SAB 121, Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) tarafından Mart 2022’de yayımlanan bir muhasebe rehberidir. Bu rehber, finansal kuruluşların müşterileri adına kripto varlıkları tutmaları durumunda, bu varlıkları bilançolarında yükümlülük olarak bildirmelerini zorunlu kılar. SAB 121, kripto varlıklarını koruma ile ilgili riskleri, özellikle özel anahtarların kaybolması veya yasal belirsizlikler gibi durumları vurgulamaktadır. Rehberin temel amacı, şeffaflığı artırmak ve yatırımcıların, saklayıcıların kripto varlıklarına özgü risklere maruz kalmalarının farkında olmalarını sağlamaktır.

SAB 121 Neden Tartışmalı?

SAB 121, kripto alanında birkaç önemli nedenden dolayı tartışmalara yol açmıştır:

• Artan Sermaye Gereksinimleri: Bankalar ve saklama kuruluşları, kripto varlıklarını yükümlülük olarak listelemek zorunda kalacakları için daha yüksek sermaye rezervlerine ihtiyaç duyacaklardır. Bu durum, birçok bankanın kripto saklama hizmetleri sunmasını ekonomik olarak imkansız hale getirebilir.
• Banka Katılımını Sınırlar: Sıkı raporlama kuralları, bankaların kripto saklama pazarına girmesini veya bu pazarda kalmasını zorlaştırarak, alanı daha az düzenlenen yeni kurulan şirketlerin hakimiyetine bırakabilir.
• İflas Riski: Kripto varlıklarını yükümlülük olarak listelemek, bu varlıkların saklama kuruluşuna ait olduğu anlamına gelir. Dolayısıyla, saklama kuruluşu iflas ederse, müşteriler kayıplara maruz kalabilir; çünkü varlıkları saklama kuruluşunun mirasının bir parçası olarak değerlendirilebilir.
• Yasal Belirsizlik: SAB 121, net ve tutarlı bir düzenleyici rehberlik ya da yeterli sektör danışmanlığı olmadan çıkarıldığı için kripto varlıklar etrafındaki yasal belirsizliği artırmaktadır.
• Düzenleyici Aşırılık: Eleştirmenler, SAB 121’in aşırı düzenlemeyi temsil ettiğini ve kripto alanında yeniliği engellediğini savunarak, dijital varlıkların benzersiz risklerini ve doğasını dikkate almadığını belirtmektedir.

SAB 121’in Kripto Üzerindeki Etkileri

SAB 121, kripto üzerinde önemli etkilere sahip olmuştur, özellikle de bankalar gibi geleneksel finans kurumlarının kripto saklama faaliyetlerinde bulunma yeteneğini sınırlayarak. Kılavuz, saklayıcılar tarafından tutulan kripto varlıklarının bilançolarında yükümlülük olarak bildirilmesini zorunlu kılmakta, bu da sermaye rezerv gereksinimlerini artırmaktadır. Bu durum, birçok bankanın bu tür hizmetleri sunmasını ekonomik olarak imkansız hale getirmiştir. Sonuç olarak, dijital varlıkların saklanması büyük ölçüde yeni kurulan şirketlere bırakılmıştır ve eleştirmenler bunun yatırımcılar için daha büyük riskler oluşturduğunu savunmaktadır. Bu bağlamda, Donald Trump, seçim kampanyasında SAB 121 yasasını yürürlükten kaldırma niyetini dile getirmiştir ve bunu kripto inovasyonuna bir engel olarak görmüştür. 2024 yılında yapılan ABD 47. Başkanlık seçimlerini kazanması durumunda, Trump’ın 20 Ocak’ta görevine başlamasıyla birlikte, bankaların kripto saklama hizmeti vermesini engelleyen SEC yasasını, görevine başladığı ilk 100 gün içinde kaldıracağı belirtilmiştir.

Trump’ın Kripto Politikası

Trump’ın kripto politikası, ABD’yi güçlü bir şekilde Bitcoin’e odaklayarak dijital varlıklarda küresel bir lider olarak konumlandırmayı hedeflemektedir. Başlıca önerilerinden biri, ABD hükümetinin Bitcoin’i uzun vadede satın alıp elinde tutarak, bu varlığın değeri üzerinde güven oluşturacak bir Bitcoin Stratejik Rezervi oluşturmasıdır. Ayrıca, Trump ulusal borcu ele almak için kripto para kullanmaya ilgi duyduğunu ifade etmiş ve hatta ABD’nin bir gün borcunun bir kısmını Bitcoin ile ödeyebileceğini öne sürmüştür. Ek olarak, SAB 121 gibi kripto düzenlemelerini basitleştirme sözü vermiş, kurumsal yatırımı ve kripto alanında daha fazla katılımı teşvik etmek amacıyla daha net yönergeler sunmayı planlamıştır.

Donald Trump Neden Kripto Destekçisi Oldu?

Trump’ın kripto destekçisi olmasının arkasında, dijital varlıkların potansiyelinin yanı sıra, bu alandaki yenilikleri teşvik etme isteği yatmaktadır. Kripto paraların finansal sistem içindeki rolünü artırmayı ve Amerikan ekonomisini bu alanda güçlendirmeyi amaçlamaktadır.