İçerik
Kripto Paraların Evrimi ve Bitcoin’in Rolü
Kripto paralar denildiğinde, Avatar’daki yaşam ağacını andıran Bitcoin’in merkezi bir konumda olduğu gerçeği kaçınılmaz. Bitcoin’in arzı yalnızca 21 milyonla sınırlıdır; bu da onu kıymetli bir varlık haline getirir. Bir gün, bir kurum çok büyük bir miktar parayla “Ben bu sürüyü yönetmeye karar verdim” derse, işlerin gidişatını dilediği gibi şekillendirme gücüne sahip olabilir. Bu düşünce bile insanı endişelendirmeye yetiyor. Bitcoin’in ilk fiyatı 5 Ekim 2009’da 1.309 Bitcoin’in 1 dolara eşit olmasıyla belirlenmişti; o günlerden bugüne 100.000 dolara kadar yükseldi. Bu tür hesaplamalar, insanın keyfini kaçırabilir.
Kripto para piyasasının toplam değeri 3,23 trilyon dolara ulaşmışken, Bitcoin’in piyasa değeri 1,96 trilyon dolardır. Bu arada, yalnızca NVIDIA şirketinin piyasa değerinin 3,6 trilyon dolara çıktığını göz önünde bulundurursak, hikâyenin daha ne kadar derinleşeceğini tahmin etmek zor değil.
Para Bitcoin’i Bozar Mı?
Piyasanın dinamiklerini esas olarak Bitcoin’in, ETF (Exchange-Traded Funds) adı verilen yatırım fonlarına dâhil olması sağladı. Bu durum, yatırımcıların Bitcoin alım satımını daha kolay hale getirdi. Artık yatırımcılar, doğrudan Bitcoin almak yerine, bu fonların hisselerini satın alarak Bitcoin piyasasına katılabiliyorlar. Ancak her nimetin bir bedeli vardır.
Ben Bitcoin’in anarşist yapısını oldukça ilginç buluyorum. Merkezi olmayan, sansüre dayanıklı ve finansal özgürlüğü destekleyen bir sistemin varlığı beni cezbetti. Ancak Bitcoin’in finansal sisteme entegre edilmesi, onun anarşist kimliğini geleneksel piyasalara bağımlı hale getirebilir. Peki, Bitcoin’in başlangıçtaki hedefi olan “finansal sistemi değiştirme” ideali ne olacak? Bu durum beni düşündürüyor.
Altının Boynundaki Finansal Tasma!
Altın örneği, yaşadığım endişeleri çok iyi ifade ediyor. Altın da sınırlı bir varlık ve bağımsız sayılır. Fiziksel altın talebi yıllık yaklaşık 128 milyon ons seviyesindeyken, türev işlem hacmi yaklaşık 25 milyar ons gibi devasa bir rakama ulaşıyor. Yani kâğıt üzerinde 200 katı işlem dönüyor.
Gerçek, elle tutulan fiziksel altın piyasasının yıllık toplam değeri 321 milyar dolarken, türev altın piyasası yıllık işlem hacmi 64 trilyon doları buluyor. Türev piyasalar, fiyat belirlemede kritik bir rol oynuyor. Para sahibi olan, bu kuralları koyan olur. Onlar için fiyatların yükselmesi şart değil; kaldıraçlı alım veya satımlarda pozisyonların ne zaman patlayacağını tahmin edemiyorlar mı? Patlama durumunda, alanlar zorunlu olarak satmaya başlayacak; satanlar da pozisyon kapatmak için almaya başlayacak. Bu durumdan kim faydalanacak? Elbette, büyük finansal kurumlar.
Altın fiyatlarını yıllardır bu şekilde baskı altında tutmayı başaran kurumların başında JPMorgan Chase geliyor. Bu dev, altın manipülasyonu yapmaktan birçok kez ceza aldı. HSBC, UBS, Goldman Sachs, Morgan Stanley, Bank of America gibi birçok büyük finans kuruluşu da bu oyunun içinde. Her biri, yıllık işlem hacmi neredeyse bugüne dek çıkarılan tüm altın madenine denk geliyor.
Ya Bitcoin’i Kontrol Ederlerse?
Türev ürünler ve ETF’ler sıkı düzenlemelere tabidir. Bu durum, Bitcoin ekosistemine daha fazla devlet müdahalesi ve kontrol getirebilir. Eğer yatırımcılar Bitcoin’i doğrudan satın almak yerine ETF’ler ve türev ürünler üzerinden yatırım yapmayı tercih ederse, ağın güvenliğine katkıda bulunan düğüm ve madenci sayısı azalabilir.
İyi haber, Bitcoin’i kontrol edebilmek için öncelikle büyük meblağlarda alım yapmaları gerekecek. O zamana kadar, Bitcoin tatlı kazançlar elde etmeye devam edebilir. Ancak sonrasında neler olacağını bilemeyiz. Kripto piyasasında birçok alternatif var; işin güzel yanı da bu. Boş konuşmadığımın, bir şey bildiğim gerçeğinin altını çizebilirim. Hepsini burada anlatacağım. Takipte kal, KriptoKoin’den ayrılma!