Eski Çin Merkez Bankası Başkanı: “Blockchain Dijital Finans Sistemini Değiştirecek”

Ekim ayının sonuna doğru, Xi Jinping, blockchain’i desteklediğini kamuya duyurarak kripto topluluğunu çalkalamıştı. Bu duyurunun sonuçları önemliydi: ülke, Bitcoin yanlısı olmamasına karşın TRON, Ontology ve NEO gibi Çin kökenli kripto paralar hızla büyümeye başladı.  Çin’in kripto konularındaki duruşu ne olursa olsun, blockchain konusundaki düşünceleri açık; ve aynı duruş, Çin Bankası’nın eski başkanı tarafından da paylaşıldı.

Pekin’de düzenlenen Finansal Teknoloji Zirvesi’nde, Çin Merkez Bankası eski başkanı Li Lihui, “Ulusal Strateji ve Fiat Dijital Para Birimi” konulu toplantıya değindi. Lihui, şu an blockchain merkezli grup olan Çin Yatırım Fonları Birliği’nin yönetim kurulunda bulunuyor.

Lihui’ya göre dijital para birimleri, yaklaşmakta olan finansal devrimde çok önemli bir rol üstlenecek. Dijital finansın düzenleyiciler tarafından daha iyi bir şekilde ele alınmasının gerekliliğine değinip Çin’in böylesine bir fırsatı mutlaka değerlendirmesi gerektiğine inandığını söyledi.

Lihui, blockchain’i değişmez ve bozulmaz bir protokol olarak gördüğünü ve blockchain’in çoğu zaman merkezsizliğini korumak için bir fikir birliği algoritması kullandığını söyledi. Akıllı sözleşme konseptinin asıl sebebinin blockchain olduğunu iddia etti.

Lihui ayrıca özel bir blockchain (merkezi bir dağıtılmış defter içeren) ve açık kaynaklı blockchain (Bitcoin gibi) arasında ayrım yaptı.

Ancak, genel algının aksine, Çin’in blockchain hamlesi yeni değil. Aslında, Çin’deki internet tabanlı mahkemeler, telif hakkı ihlaline bağlı durumlarda içerik üreticilerine yardımcı olmak için, blockchain kullanmaya başladı. Ayrıca, dijitalleştirilmiş Yuan’ın bir yıl içerisinde çıkartılacağı bildirildi.

Çin’in blockchain alanındaki söz konusu gelişmeleri, sadece teknoloji ve kripto para piyasası açısından değil, aynı zamanda ABD ile Çin arasındaki gerilimlerin ışığında da önem taşıyor. Birçok insan, ABD’nin gelişmekte olan blockchain ve kripto para piyasasına tepki vermekte geç kaldığını; bundan dolayı Çin’in teknolojik yarışta liderlik fırsatı olduğunu savunuyor.